28 Mart 2015 Cumartesi

Zor Günler...

Mesele mezun olmak değilmiş, mesele iş bulabilmekmiş...

Sınavlarım açıklanır açıklanmaz iş aramaya hemen kalkıştım. İstanbul'daki tüm PR ajanslarına CV'mi mail attım. Neyse ki bir tanesi dönüş yaptı ve hemen görüşmeye çağrıldım.

Hayatımda daha önce hiç Anadolu Hisarına gitmemiş olan ben yolun uzaklığını hiç hesaba katmadan hemen işe başlamayı kabul ettim.

Ama her gün çekilmek zorunda olan 500T yolculuğu yokmu beni fazlasıyla yormaya yetti.



Bir de Göksu Evlerinin o devası büyüklüğü ve otobüsten indikten sonra bilmem kaç km yürümem daha işe başlamadan beni yormaya baya baya yetiyordu.




İşle alakalı zorlukları anlatmaya kalkışırsam buraya sayfalarca yazı yazmak zorunda kalabilirim :) O yüzden o konulara hiç girmek istemiyorum.

Arkadaşlarımı çok sevdiğimden ve işimi çok sevdiğimden yaklaşık 2 ay dayandım ama sonunda pes etmek zorunda kaldım.

İyi mi ettim kötü mü ettim bilemiyorum ama asıl zorlu süreç bundan sonra başlıyor benim için.

Henüz 1 hafta olmasına rağmen ben şimdiden işsizliğe alışamadım.

Buradan yetkililere sesleniyorum :) Lütfen yeni mezunlara iş imkanı tanıyın ve bize de en azından şans  verin...

Bizimde 4-5 yıllık deneyimimiz olması için bir yerden başlamamız lazım değil mi?










25 Mart 2015 Çarşamba

Mezun Var :)



Neden bağıra bağıra mezun olduğumu söylüyorum biliyor musunuz?

Bu yazıdan sonra bana hak vereceksiniz :)

2009- Eylül ayında Yeditepe Üniversitesinde başlayan lisans hayatımın ilk iki yılı hazırlıktan kurtulmakla geçti.

Baktım bu olacak gibi değil 2. yılın 2.döneminde okula ara verip bavulumla birlikte Londra yolunu tuttum.

(Londra kulağa hoş geliyor değil mi? Aslında hiçte öyle olmadığını bir başka postum da anlatacağım.)

Dil okulu deneyimimden sonra tek bir şansım kalmıştı. Hazırlığı geçebilmem için proficiency sınavını geçmem gerekiyordu.



Hazırlık yılları o kadar stresli o kadar sinirliydim ki. Düşünsenize sözde Üniversiteye gidiyorsunuz ama 9-4 arası derstesiniz ve teneffüslere zil çalınca çıkabiliyorsunuz. Biz arkadaşlarla hazırlığa yüksek lise diyorduk :)

Neyse ki sınavı kazanıp fakülteye geçebilmiştim.

Tabi insan ilk afallıyor. Yeni arkadaşlar yeni hocalar vizeler finaller...

Ama çok şanslıydık hem hocalarımıza hem de arkadaşlarımıza çok çabuk alıştık.

İlk sunum yapacaksınız 5 dk dediğinde hocamız biz 5 dk kendimizi anlatamamıştık :) Mezun olacağımız zaman son sunumda ise 1 saat yetmemişti bu aradaki gelişmeyi en iyi özetlerden biridir benim için :)

Fakülte hayatımı hiç yaz okuluna gitmeden 3.5 senede (7 dönem) bitirdim.

Hazırlığı uzatmanın acısını fakülteden çıkarttım kısacası.



Velhasıl...

Yeditepe bana ilk başlarda işkence gibi gelen, sonrasında çok sevdiğim  hatıralarda güzel anılar bırakan okulum olarak kalacak..

Okulla ilişiğimi daha dün kestim :)



Mezun olduğum henüz 2 ay oldu ama ben şimdiden öğrencilik hayatımı çok özledim.
















24 Mart 2015 Salı

Dede...



   En kıymetlim, en değerlim...

   Gideli o kadar uzun zaman oldu ki ama acılar hala aynı tazelikle.

   Sıkıntımız olduğunda danışacağımız tek kapımızdın..

   Herkesin yardımına ilk sen koşardın..

   Eve gelen misafiri yemek yemeden asla göndermedin.

   Gittikten sonra çok boşluğa düştük Dedem.

   Üniversite sonucunu öğrendiğimde yanımda bir tek sen vardın,
   
   Ağlamıştın..

   Şimdi mezun oldum Dedem...

   Haberin var mı? 

   Bence var.

   Biliyorum ve inanıyorum bizimle ilgili haberleri hep alıyorsun.

   Seni çok seviyoruz ve çok özlüyoruz..

   Bunu da hep bil olur mu?

Merhaba...

                                       

  Ben 24 sene önce o zamanlar İstanbul'un en vazgeçilmez hastanesi olan Zeynep Kamil'de doğmuş Pınar Zeynep. İsmimden de anlaşılacağı gibi ''Zeynep'' hastanenin bana kazandırdığı isimken, Pınar canım dedemin bana en güzel armağanı olmuş.




   Sarışın annenin kömür gibi bebeği önce şaşkınlıkla karşılanmış ama en nihayetinde ilk torun olma özelliği yerini şımarık bebek büyütmeye bırakmış..

   Tabi ki saltanatım sadece 3 yıl sürmüş. Sonra ardı ardına gelen iki kardeşle kıskançlık krizleri başlamış :)


     Biz 3 kardeş yolumuza devam ederken son paşamız da aileye katılınca kalabalık aile statüsüne girmişiz.

    Kalabalık ailenin zor  yanları olmasına rağmen güzellikleri daha ağır basıyor. İnsan zor zamanlarında bir tek onları ister yanında..

Her neyse...

Bundan sonra buralarda bir konu üzerine değil, akla ilk gelen konu üzerine yazmaya çalışacağım.

Beni izleyin anacım :)